
PRP (Plateletten Zengin Plazma) ve CGF
Eklem, Kas ve Tendonlara Ait Akut ve Kronikleşmiş Sakatlıkların Tedavisinde Son Yıllarda Sıklıkla Tercih Edilen Hücresel Tedavi Yöntemlerinin Başında Yer Almaktadır. Enjeksiyon Uygulanan Yapının Kendini Yenilemesi ve Rejenerasyonu Temeline Dayanan PRP Tedavisi; FDA Onaylı Doğal ve Biyolojik Bir Yöntemdir.
PRP Etki Mekanizması Nedir? Nasıl Uygulanır?
Normalde dokularımızda hasar oluştuğunda, bu bölgenin onarımı için gerekli büyüme faktörlerini içeren kan hücrelerinden biri olan trombositlerle doku onarımı başlatılır. Trombositler, kanama sırasında kanın pıhtılaşmasını sağlayan 2-4 mm çaplı hücre parçalarıdır, içerisinde yara iyileşmesini arttıran, doku rejenerasyonunu hızlandıran pek çok büyüme faktörü barındırmaktadır.
PRP, hasarlı dokuya enjekte edildiğinde trombositlerdeki büyüme faktörleri, kollajen ve hyaluronik asit üretimini arttırarak dokuların iyileşmesini sağlar. Ayrıca salgılanan büyüme faktörleri kolajen üretimi ve yeni kılcal damar üretimini arttırır. PRP ile elde edilen serumdaki trombosit yoğunluğu, normal kandakine kıyasla 2 ile 4 kat daha fazladır.
PRP, tıbbi bir uygulamadır. Hastadan alınan kanın steril koşullarda ve kendi özel tüplerinde santrifüj edilmesiyle kan bileşenlerine ayrılır ve yüksek trombosit yoğunluğuna sahip serum elde edilir. Herhangi bir katkı maddesi kullanılmaz. PRP uygulamasında amaç; tedavi edilen dokunun kendini yenileme kapasitesini arttırmaktır. Genelde 30 gün ara ile 3 kez uygulanır. Kişisel gereksinimler ve ihtiyaçlar doğrultusunda 6-12 ayda bir tekrar edilebilir.
PRP Enjeksiyonu Hangi Durumlarda Uygulanmaz? Yan Etkileri Nelerdir?
Lokal enjeksiyon yerinde enfeksiyon varlığı, Aktif sistemik enfeksiyonlar, Kanama bozuklukları (Hemofili, Trombositopeni) Hemodinamik instabilite vakaları, Antikoagülan (kan sulandırıcı) kullanımı, Kanser hastaları, Sistemik steroid kullanımı, Yakın geçmişte ilgili bölgeye lokal steroid enjeksiyonu sonrası, İmmunsupresif ilaç kullanımı durumunda PRP enjeksiyonu önerilmez.
PRP tedavisinde, kişinin kendi kanı kullanıldığı için yan etki ve alerjik reaksiyon riski son derece düşüktür. PRP’ nin eklem içi veya kas içi uygulanması sonrasında oluşan basınç artışına bağlı genellikle ağrı kesici kullanımını gerektirmeyen hafif ağrılar ortaya çıkabilir. Tedavi öncesi/ sonrası NSAİİ (Voltaren,Majezik,Naproksen…) kullanımı PRP uygulamasının etkisini azaltacağı için tercih edilmemelidir. Nadir de olsa ağrı varlığında Parasetamol grubu ilaçlar kullanılabilmektedir. Enjeksiyon sonrasında; günde 1/2 kez 15 dakika buz uygulaması yanında, ilgili bölgenin 2 gün süreyle zorlanmaması önerilmektedir.
Manuel Terapi Reçetesi Nasıl Oluşturulur?
Manuel Terapide Hedef: Hareket Sistemindeki Geri Dönüşümlü Disfonksiyonlardır. Yapısal Bozuklukların Varlığında İse Manuel Tedavi Yöntemlerinin Etkinliği Azalmaktadır. Ayrıca Mevcut Patolojilerin Fonksiyonel Açıdan Reaktive Olma Riski Taşıyabileceği Dev Göz Ardı Edilmemelidir. Manuel Tıpta Hedef Zarar Görmüş Olan Dejenere Yapı Değil, Aksine Zarar Görmüş Olan Düzendir.
Hastalara Ait Yapısal Ve Fonksiyonel Tanıların Hassasiyetle Analizi Uygun Doz, Kuvvet, Teknik Seçiminde Belirleyicidir. Bu Nedenle Anatomi, Kinezyoloji, Biyomekanik Yanında, Lökomotor Sistemin Nörofizyoloji Ve Patofizyolojisine Hakim Olmak Başarı İçin Ön Koşul Kabul Edilmektedir.
PRP hangi hastalıklarda etkilidir?
Vücuttaki dokuların onarımını sağlayan büyüme faktörlerini bünyesinde bulunduran bu plateletten zengin serum, fizik inceleme sonrasında ihtiyaç duyulan kas, tendon ve eklem bölgelerine uygulanabilir. Tedaviye dirençli Sakatlıklar, Akut ve Kronik Kas-İskelet Sistemine ait yaralanmalarda etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir.
• Diz Kireçlenmeleri (Osteoartrit, Gonartrit, Gonartroz)
• Kıkırdak Patolojileri (Kondromalazi Patella)
• Omuz Ağrısı (Rotator kılıf hasarı)
• Topuk Ağrısı (Plantar fasiitis, Topuk Dikeni)
• Dizde Bağ Yaralanmaları (Ön Çapraz Bağ)
• Menisküs dejenerasyonu
• Boyun ve Bel Ağrıları
• Dirsek Ağrısı (Tenisçi- Golfçu dirseği)
• Ayak Bileği Burkulmaları
• Tendinit, Tenosinovit
• Kas Yaralanmaları
• Bağ Zorlanmaları
• Myofasial Ağrılar…

KKT (Kendi Kanıyla Tedavi)
Kendi Kanıyla Tedavi Bireyin Kendi Venöz Sisteminden Alınan Kanın, Vücudun Farklı Bir Bölgesine Geri Enjekte Edilmesine Dayanır. Bu Yöntem Kas İçi, Cilt Altı Doku, Yara Üzeri Veya Dolaşım Sistemine Uygulanabilmektedir. Kendi Kanı İle Tedavi Yöntemi Çok Eski Olan Bir Uygulama Şekli Olmakla Birlikte, 21. Yüzyıl Başlarında Bilimsel Çalışmalarla Etkinliğinin Gösterilmesi Üzerine, Tıp Dünyasında Tekrar Yaygınlaşmaya Başlamıştır. Günümüzde Kişisel İhtiyaçlar ve Beklentiler Doğrultusunda, Alınan Kan Tıbbi Ozon Gazı İle Aktif Hale Getirilerek Ya Da Prokain Gibi Farklı Farmakolojik Ajanlarla Birlikte Uygulanarak Etkisi Arttırılabilmektedir.
KKT Tedavisinin Kullanım Alanları
Temel Tedavi Hedefi Bağışıklık Sistemini Desteklemektir.
• Akut ve Kronik Enfeksiyonlar
• İlerleyici Dejeneratif Hastalıklar
• Romatizmal Hastalıklar
• Sebebi Açıklanamayan Halsizlik, Yorgunluk
• İmmun (Bağışıklık) Sistem Disfonksiyonları
• Alerjik Kökenli Hastalıklar
• Cilt Rahatsızlıkları (Egzama-Ürtiker)
• Dolaşım Bozuklukları
KKT Yan Etkileri Var Mıdır?
• Ateş, Sıcak Basması Hissi
• Sterilite Kurallarına Uyulmaması Halinde Enfeksiyon
• Çok Hassas ve Duyarlı İnsanlarda Semptomlarda Geçici Olarak Akut Alevlenme
KKT Hangi Durumlarda Uygulanmaz?
• Hamilelik Dönemi
• Akut Tüberküloz Varlığı
• Pıhtılaşma Bozuklukları
• Geçirilmiş Emboli Öyküsü
• Tromboflebit Riski Taşıyan Hastalar